bugün
yenile
    1. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bir gün bir tanesi dünyaya çarpsa 65 milyon yıl önce dinozorların neslinin tükenmesi gibi anında dünyada yaşam son bulur.
    2. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      aslında hepsi birer buz tanesidir. güneş'in ekseni etrafında tam tur dönüşleri milyonlarca yıla tekabül eder. ve kendileri güneşin çekim alanına yaklaştıkları an erimeye başlarlar. peşlerinde bıraktıkları iz su ve buhardır. biz onu kuyruk sanırız. ve en nihayetinde, tüm buzdan arındıklarında birer göktaşına dönüşürler. (bkz: edmond halley)
    3. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      tık. Üstte gördüğünüz fotoğraf, bir kuyruklu yıldızın bizim Dünya’dan gördüğümüz hali ile, gerçekte nasıl bir şey olduğunun karşılaştırması. Görselde, yaklaşık 2 km uzunluğundaki Hartley 2 kuyruklu yıldızının Dünya’dan teleskop çekilen bir pozu ile, içteki karede yakınından geçen Epoxi uzay aracı tarafından alınan fotoğraflarını görüyorsunuz. Kuyruklu yıldızlar, sıradan göktaşlarından farklı olmayan birkaç kilometre çapında basit gök cisimleri aslında. Ancak, göktaşlarının aksine, parlak renklere ve uzun kuyruklara sahipler. Bunun nedeni; kuyruklu yıldızı oluşturan “göktaşının”, kaya ve metal ile beraber; bol miktarda su, azot, metan veya karbondioksit buzu içermesi ve Güneş’e yaklaştıkça tüm bu buzların buharlaşarak göktaşının çevresini sarıp, gidiş yönünün aksine bir kuyruk oluşturması. Aşırı eliptik yörüngelere sahip olan kuyruklu yıldızlar, kimi zamanlarda Güneş’e ısınıp buharlaşmaya başlayacak kadar yaklaşırken, dolanım süresinin büyük çoğunluğunda ise Güneş’ten uzak, sıcaklığın -140/-240 santigrat derece arasında gezindiği Kuiper kuşağı ve ötesindeki dondurucu bölgelerde yer alırlar. Kimi zaman da, bir yıldızın yakınımızdan geçişi nedeniyle, Güneş Sistemi’ni bir çepeçevre saran Oort Bulutu‘ndaki stabil yörüngelerinden koparak sistemimizin içlerine doğru yol almaya başlarlar. Halley Kuyrukluyıldızı’nın yönüngesi ve yıllar içerisinde bulunacağı konumlar. Halley, 76 yıllık bir yönünge dönemine sahiptir ve her 76 yılda bir İç Güneş Sistemi’ne girerek ısınır ve çıplak gözle dahi görülebilen muhteşem kuyruğu ile Dünya’nın yakınından geçer. Sıcaklığın bu kadar düşük olduğu bir bölgede, sadece su değil, bizim gaz olarak bildiğimiz maddeler de donarlar. Öyle ki, Dünya atmosferinin büyük çoğunluğunu oluşturan azot gazı -210 santigrat dereceden soğuk ortamda buz halinde bulunur. Karbondioksit’in buz haline gelmesi için sadece -78 santigrat derece yeterlidir. Bir kuyruklu yıldız, Neptün‘ün ötesindeki yörüngesinden Güneş Sistemi’nin içlerine doğru ilerledikçe ısınmaya başlar. Sıcaklık, Satürn’ün yörüngesinde -180 santigrat derecelere kadar yükselmiştir. Bir kuyruklu yıldız üzerindeki “azot buzu” için bu sıcaklık o kadar yüksektir ki, azot buzu aniden sıvılışıp kaynamaya ve buharlaşmaya başlar. Kaynayarak buharlaşan azot gazı kuyruklu yıldızın yüzeyindeki toz ve diğer cisimlerle birlikte kuvvetle dışarı doğru püskürerek Güneş’in aksi yönünde bir kuyruk oluşturur. Güneş ışığı bu kuyruktaki toz ve gaz moleküllerinden yansıyarak o çok iyi bildiğimiz parlak gösterişli kuyruklu yıldız görüntüsünü meydana getirir. Azot buzunun başına gelenin bir benzeri, Mars yörüngesine kadar ulaşan kuyruklu yıldızımız üzerindeki karbondioksit buzunun da başına gelir. Sıcaklık artık karbondioksitin buharlaşması için yeterli hale gelmiştir ve bu buzlar da hızla buharlaşarak kuyruklu yıldızımızın kuyruğuna katkıda bulunurlar. Kuyruklu yıldızların içerdiği “su buzu dahil” bu buzlar, milyarlarca yıl önce çarpışmaların çok daha yoğun olduğu dönemlerde gezegenimizin suya kavuşmasını sağlamıştır. Hatta kimi bilimcilere göre, kuyrukyıldızların üzerindeki organik ve yaşam için gerekli inorganik maddeler sayesinde yeryüzünde yaşamın ortaya çıkması mümkün olmuştur. Her ne kadar küçük görünseler de, kilometrelerce çapa sahip olan kuyruklu yıldızlar, içerdikleri buzlarının tümünün buharlaşmasına fırsat olmadan Güneş’ten uzaklaşıp yeniden donarlar. İşte, kuyruklu yıldızları diğer asteroidlerden ayıran en önemli fark, ısrarla vurguladığımız bu donmuş gazların ısındıklarında yarattıkları kuyruğudur. Görmeye alışık olduğumuz Dünya yakınındaki asteroidler, Güneş’e yakınlıkları nedeniyle bu buzlu yapılarını çoktan yitirmişlerdir ve bir kuyruklu yıldız gibi ışıldayamaz, göktaşı olarak ömürlerini sürdürürler. Bu anlattıklarımızdan; Güneş’in çevresinde yeteri kadar tur atan her kuyruklu yıldızın, tüm buzunu zaman içinde kaybedip sonunda sıradan bir göktaşına (eğer çekirdeği kaya ve metalden oluşuyorsa) dönüşeceğini farketmişsinizdir. Bu bazen on binler, bazen ise yüz milyonlarca yıl sürer… kaynak; (bkz: kozmikanafor.com)
    4. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      (#1657445) sevgili nemo kardeşim şöyle bi şeyler anlatmaya çalışmış. değerli kardeşlerim, bunlar hep layikçi zihniyet, bunlar hep cehape falan filan... koskoca milli eğitim bakanlığımızın ders kitabında şöyle muazzam ve herkesin anlayabileceği bir tanım yapılmış: "arkalarında ışıklı bir kuyruk bulunan yıldızlara 'kuyruklu yıldız' denir." (bkz: deal with it layikler) (bkz: uzayı en iyi biz biliriz biz) (bkz: mars'ta namaz kılacağız) (bkz: uzaydaki ezan sesi) --- yürüyen merdivenlerde yönün tersine doğru depar atan veletler gibiyiz yemin ediyorum. yıllar ilerledikçe biz geriye depar atıyoruz. yine efkarlandım, damardan tütün kolonyası almaya gidiyorum.
    5. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      arkasında kuyruk olan yıldıza kuyruklu yıldız denir ortasında körük olan otobüse körüklü otobüs denir içinde şeker olan kahveye şekerli kahve denir farkındaysanız biraz örnekleri arttırabilirsem ilkokul ders kitabı hazırlayabiliyorum